Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

26 Aralık 2015 Cumartesi

Son Kahraman

IMDb: 7.2
Rotten Tomatoes: % 75
Manalı Filmler: 9

(John Rabe'nin anısına; 
23 Kasım 1882 – 05 Ocak 1950)

Ünlü “Schindler's List / Schindler'in Listesi” filminin ana karakteri, 2. Dünya Savaşı sırasında 1200 Yahudi'yi ölümden kurtarmıştı.

John Rabe, yaklaşık 250 bin Çinli'yi kurtardı.

Fakat Schindler, Rabe'den daha çok tanınıyor. Sinema severler arasında da Spielberg'in filmi, “Son Kahraman”dan daha fazla biliniyor ve seviliyor.

Bunun temel nedeni ise politika.

Şöyle ki: Yahudilerin 2. Dünya Savaşı sırasında çektikleri acıları, örneğin Rusların yaşadıklarından daha değerli ve önemli gösteren bir halkla ilişkiler çalışması tüm dünyada ısrarla sürdürülüyor. Bu nedenle sürece Yahudiler açısından bakan projeler daha kolay finans buluyor, yapım sürecinde ve sonrasında ayrıca destekleniyor, sonuçta daha ünlü ve ödüllü filmler haline geliyorlar... Böylece bir Yahudi, 200 Çinli veya 2 bin başka milletten insandan daha değerliymiş gibi bir algı yaratılıyor/sürdürülüyor. Emin olun, Rabe 250 bin Yahudi'yi kurtarmış olsaydı, onlarca sinema filmi, dizi ve belgeselde hikayesi ballandıra ballandıra anlatılırdı...

Rabe konusunda mağdur tarafta da bir sorun var: Japonlar 1937'de Nanking'i işgal ettiklerinde 300 binden fazla sivil ve silahsız askeri öldürüp binlerce kadına tecavüz ettiler; tarihin gördüğü en büyük katliamlardan biri bu. Ama o sırada ülke Çin Nasyonal Partisi'nin yönetimindeydi, komünistlerin değil. Mao'nun birlikleri John Rabe'in kurtardığı askerlerle uzun yıllar boyunca (tam olarak 1927-1950 arası) savaştılar... Yani bugünkü Çin yönetimi de John Rabe'yi canı gönülden sahiplenmiyor.

Daha da ilginci Rabe o Çinlileri kurtarırken Almanya ile Japonya'nın müttefik olmasından yararlanıyor. Müdürü olduğu Siemens fabrikasının kapısını savaştan kaçan sivillere açıyor, yüzlerce insanı dev bir Nazi bayrağının altına sokuyor, Japon uçakları Nazi amblemini görünce oraya ateş etmiyorlar... Çin açısından durum çetrefilli: Çinlileri kurtaran, düşmanın (Japonya'nın) müttefiği olan ülkenin bir vatandaşı, üstelik bir Nazi...

Bu koşullarda Alman bir yönetmenin çıkıp Rabe'yi odağa alan bir film yapmasını alkışlamamak mümkün mü?

Üstelik Gallenberger önemli bir isim: Mezuniyet filmi “Quiero ser / I want to be...” ile kısa film dalında Oskar kazanmıştı. -Hindistan'da geçen- “Schatten der Zeit / Shadows of Time” gibi beğenilen filmler yaptı, halen Şili'de 1973'te yapılan darbe sırasında Alman bir çiftin yaşadıklarını ele alan “Colonia Dignidad / Dignity Colony”nin çekimlerine devam ediyor.

Farklı ülkelerde geçen öyküler anlatmayı seven Gallenberger'in meselelere ulusal kimliğin dışında bir yerden, evrensel değerler açısından baktığı çok belli.

“Son Kahraman”da da öyle yapmış: Sadece Rabe'yi değil, Dupres ve Dora gibi diğer gerçek karakterleri de aslına uygun biçimde perdeye yansıtmaya çalışmış. Siyasi konulara mesafeli durmuş, örneğin Rabe'nin sadık bir Nazi partisi üyesi olduğunu gizlemiyor, ama Rosen ve Wilson'ın Nazizmle ilgili eleştirilerini de aktarıyor. Avrupalıları diğer milletlerden üstün çizmiyor, oldukları halde (umursamaz veya alkolik gibi) gösteriyor, üstelik daha filmin ilk dakikalarında Rabe'nin ne kadar ırkçı olduğunu vurguluyor.

Dolayısıyla bu filme ulusal kimlikleri, siyasi aidiyetleri bir yana bırakarak, “insan hikayesi” olarak bakmak gerekiyor. Filmin değerini takdir etmek ve Rabe'den bir şeyler öğrenmek ancak o zaman mümkün olabilir... 

Meraklısına: 

Pek çok Japon oyuncu, filmde rol almayı senaryoyu dahi okumadan reddetmiş. Büyük Japon film dağıtım şirketlerinden biri Gallenberger'den filmden -katliamı yöneten- Prens Asaka'nın sahnelerini çıkarmasını istemiş, reddedilmiş. Başka talip de çıkmayınca film Japonya'da gösterime girmemiş. Katliamın 70. yılında bu türden olayların hiç yaşanmadığını iddia eden filmler Japonya'da afişe çıkmış.

Filmin görüntü yönetmeni Jürgen Jürens, ülkemizde iyi tanınan bir isim. 1980 ortalarından başlayarak “Yer Demir Gök Bakır”, “Usta Beni Öldürsene”, “Aşk Ölümden Soğuktur” gibi yerli yapımlarda görev yapan sanatçının imzası bulunan son Türk filmi 2006 yapımı “Hayatımın Kadınısın”.

Açık Gazete, 6 Ocak 2015

City Of War / John Rabe / Son Kahraman
Senaryo ve yönetim: Florian Gallenberger (Erwin Wickert'in kitabından)
Yapımcılar: Benjamin Herrmann, Mischa Hofmann
Oyuncular: Ulrich Tukur (John Rabe), Daniel Brühl (Dr. Georg Rosen), Steve Buscemi (Dr. Robert Wilson), Anne Consigny (Valérie Dupres), Dagmar Manzel (Dora Rabe), Jingchu Zhang (Langshu). 
2009 Almanya, Fransa, Çin ortak yapımı, 134 dakika.
Gösterim tarihi: 3 Eylül 2010
DVD firması: Horizon