Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

11 Haziran 2014 Çarşamba

Dongmakgol'e Hoşgeldiniz


IMDB: 7.9 
Rotten Tomatoes: %86
Manalı Filmler: 9.5

2006 Oskarlarına Güney Kore'nin temsilcisi olarak katılan muhteşem film... Öncelikli meselesi: aynı tarih, dil ve kültüre sahip insanların birbirlerine düşman edilmelerinin anlamsızlığı...
Ustalıkla yazılmış senaryo birliklerinden ayrı düşen 2 Güney ve 3 Kuzey Kore askerini aynı köyde buluşturuyor. Köylülerin silahı olmadığı gibi, savaşla ilgili bir fikirleri de yok; ne miğferi tanıyorlar, ne de el bombasını. Haliyle aynı milletten insanların neden düşman olduğunu da anlayamıyorlar. O köylüler ki yakınlarda uçağı düşen Amerikalı pilotu bile alıp bakmış, tedavi etmişlerdir... Savaşmanın anlamsız olduğu bir bölgeye geldiklerini fark eden askerler ilk başta biraz hırlaşsalar da zamanla yan yana yaşamayı öğrenir, hatta dost olurlar...
Bir Ekşi Sözlük kullanıcısı Dongmakgol'u “Şirinler”deki köye benzetmiş; haksız da sayılmaz: Aksi yaşlı kadınlar, çevreye sürekli gülücük atan veya yağmur altında ıslanan yüzünü çorabıyla silen deli, bilge köy lideri ve son derece hoşgörülü, sıcak, konuksever köy halkı... Uğruna savaşarak ölmeyi anında kabul edebileceğiniz bir hayat tarzı ve güzel insanlar...
Esir tutulduğunu sandığı pilotunu kurtarmak için operasyona başlayan Amerikan ordusunun, işte bu köyün bombalanması emrini verdiğini göstererek film, ülkeyi ikiye bölen “asıl düşmanı” da eleştirmiş oluyor.
Gökten patlamış mısır yağdığı, el birliğiyle yaban domuzunu öldürdükleri ve Amerikalılara direndikleri sahneleriyle göz dolduran “Dongmakgol'e Hoşgeldiniz”, çok az çatışma, ama bolca dostluk sahnesine yer veren yapısıyla savaş değil, barış filmi...

Meraklısına:
Filmin müzikleri Takeshi Kitano ve Ghiblie animasyon stüdyosunun filmlerine yapığı bestelerle tanınan Joe Hisaishi'ye ait.

Ülkesinde 8 milyondan fazla bilet satan film, tüm zamanların en çok iş yapan 10. eseri...

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Dongmakgol'e Hoşgeldiniz / Welcome to Dongmakgol / Welkkeom tu Dongmakgol
Yönetmen: Kwang-Hyun Park
Senaryo: Joong Kim, Kwang-Hyun Park (Jin Jang'ın oyunundan)
Yapımcılar: Sang-yong Ji, Eun-ha Lee, Euna Lee
Oyuncular: Jae-yeong Jeong (Teğmen Lee), Ha-kyun Shin (Teğmen Pyo), Hye-jeong Kang (Yeo-il), Ha-ryong Lim (Jang), Jae-kyeong Seo (Ordu hastabakıcısı Mun), Deok-Hwan Ryu (Seo), Steve Taschler (Smith)
2005 Güney Kore yapımı, 133 dakika

5 Haziran 2014 Perşembe

Neşeli Gürültü

IMDB: 5,6
Rottentomatoes: %33
Metacritic: %44
Manalı Filmler: 8,5

Tamer Baran


“Les Choristes / Koro” ve “Så som i himmelen / Cennetin Müziği” filmlerinden hoşlandıysanız “Joyful Noise”u da seveceksiniz.
 

Filmin adı ABD'de düzenlenen aynı isimli müzik yarışmasından geliyor. Kilise koroları yarışıyorlar; haliyle şarkıların çoğu Tanrı'ya övgü cinsinden. Fakat böyle anlatıldığında akla gelebileceklerle ilişkisi yok: Eserlerin önemli bölümü yüksek ritmli, enerji dolu, ekran başındaki seyirciyi de dans ettirebilecek cinsten...
 

Uzun yıllardır koroyu yöneten şef (Kristofferson) aniden vefat edince yönetim kurulu karısı G. G.'yi (Porton) değil Vi Rose'u (Latifah) onun yerine getirir. Uzun yıllardır anlaşamayan iki kadın arasında çatışmalar artarken birinin kızı ile diğerinin torunu arasında bir ilişkinin başlaması işleri daha da karıştırır.
 

Kuşkusuz tüm bu çatışmalar, komedi formunda işlenmiş. Zaten pek de önemli değiller; tüm yan hikayeler vasat TV filmlerinde seyrettiğimiz kalitede; tam da bu yüzden müziğin bu kadar üst düzey oluşuna insan şaşırıyor. Özellikle Latifah'nın solo seslendirdiği şarkı, Michael Jackson klasiği “Man in the Mirror” ve yarışmada seslendirdikleri potpuri muhteşem.

Meraklısına:
Filmin “Man in the Mirror” bölümünü buradan izleyebilirsiniz.

Bu filmde kısa rolü olsa da Kris Kristofferson hayli ünlü bir country şarkıcısı ve sinema oyuncusu. "Me and Bobby McGee", "Help Me Make It Through the Night" gibi klasikleri besteleyen sanatçı, Sam Peckinpah'ın “Convoy” ve “Bring Me the Head of Alfredo Garcia / Bana Onun Kellesini Getirin”, Martin Scorsese'nin “Alice Doesn't Live Here Anymore”, Michael Cimino'nun “Heaven's Gate”inin ve En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre kazandığı “A Star Is Born / Bir Yıldız Doğuyor”un da aralarında bulunduğu 100'den fazla filmde rol aldı, “Songwriter”daki müzik çalışmasıyla 1984'te Oskar'a aday gösterildi.

“Man in the Mirror” şarkısının sözleri
Hayatımda bir kez olsun 
Bir değişiklik yapacağım
Kendimi iyi hissedeceğim
Bir şeyler değiştireceğim
Her şeyi düzelteceğim
En sevdiğim kışlık ceketimin
Yakasını kaldırırken
Bu rüzgar aklımı dağıtıyor
Sokaktaki çocukları görüyorum
Yiyecek bir şeyleri yok
 Kimim ki ben  onların ihtiyaçlarını görmüyorum?
Yazın kimse aldırmıyor
Kırık bir şise bir kenarda duruyor
Ve tek bir kişinin ruhu
Birbirlerini takip ediyorlar  rüzgara karşı
 Çünkü gidecek bir yerleri yok
 Bu yüzden bilmeni istiyorum
Aynadaki adamla başlıyorum
Huylarını değiştirmesini istiyorum
Ve bu mesaj  daha açık ve net olamaz
 Dünyayı daha güzel bir yer  yapmak istiyorsan eğer
Kendine bir bak  ve kendini değiştir 

Bencil bir sevginin  kurbanı oldum ben
Artık fark etmeliyim ki
Evsiz insanlar da var
 Tek kuruş paraları yok
Acaba ben miyim
Onlar yalnız değil diye düşünen
Hasar görmüş bir söğüt ağacı
Birisinin kırık kalbi
Ve yitirilmiş bir hayal
Rüzgarın rotasını  takip ediyorlar
Çünkü gidecek  başka bir yerleri yok
Bu yüzden kendimle başlıyorum
Aynadaki adamla başlıyorum
Huylarını değiştirmesini istiyorum
Ve bu mesaj  daha açık ve net olamaz
 Dünyayı daha güzel bir yer  yapmak istiyorsan eğer
Kendine bir bak  ve kendini değiştir 

Bu işi doğru yapmalısın
Hala vaktin varken
Çünkü kalbini kapatınca
Aklını da kapatırsın
Aynadaki adamla başlıyorum
Huylarını değiştirmesini istiyorum
Ve bu mesaj  daha açık ve net olamaz
 Dünyayı daha güzel bir yer  yapmak istiyorsan eğer
Kendine bir bak  ve kendini değiştir 

Joyful Noise / Neşeli Gürültü
Senaryo ve yönetim:
Todd Graff
Yapımcılar: Joseph Farrell, Broderick Johnson, Andrew A. Kosove
Müzik: Mervyn Warren
Oyuncular: Queen Latifah (Vi Rose Hill), Dolly Parton (G.G.Sparrow), Keke Palmer (Olivia Hill), Jeremy Jordan (Randy Garrity), Kris Kristofferson (Bernard Sparrow)
2012 ABD yapımı, 118 dakika

2 Haziran 2014 Pazartesi

Chico & Rita


IMDB: 7.2
Rottentomatoes: %86
Metacritic: %76
Manalı Filmler: 9,5

Tamer Baran

Birbirinden güzel Küba şarkılarıyla ve Dizzy Gillespie, Charlie Parker gibi 1940'ların caz devlerinin melodileriyle süslü, yetişkinlere seslenen, harika bir çizgi film...
Chico yetenekli bir caz piyanisti, Rita ise buğulu sesli bir şarkıcı. Bu ikisinin aşkı 1940'larda, Küba'da başlayıp inişli çıkışlı bir yolculuğun ardından 1990'lara, Amerika Birleşik Devletleri'ne, döküntü evlerden, kenar mahallelerden villalara, loş müzikhollerden dünyanın en ünlü konser salonlarına kadar uzanıyor. Karakterlerimiz tipik Latin; yani muhatabını fazla sahiplenen aşırı kıskanç tipler, çoğunlukla bu yüzden bozulan ilişki, birbirlerine karşı hissettikleri tutkunun büyüklüğü sayesinde onarılıyor. Sözün kısası izlediğimiz aşk hikayesi de hayli ilgi çekici...
Fakat filmin asıl güzel tarafı görselliği; o yalın çizgiler, olağanüstü iyi çalışılmış renklerle birleşince çok etkili olmuş. Küba yazının her yanı altın sarısına boyayan deli sıcaklığını veya New York karının soğuğunu hissedebiliyorsunuz izlerken. Bodrum kattaki caz kulüpleri başta olmak üzere, hemen tüm konser mekanlarında da ayrı renk çalışması yapılmış.
Sözün özü: “Chico & Rita”, her şeyiyle keyifli ve başarılı bir film...

Meraklısına:
Filmin senarist ve yönetmenlerinden Fernando Trueba, ülkemizde özellikle “Belle Epoque / Güzellik Çağı” (1992) filmiyle tanınıyor... Bu filmin Oskara aday olmasının ardından önemli birkaç yönetmen daha animasyon film yönettiler: “Chico & Rita”dan bir yol sonra Steven Spielberg “Adventures of Tintin, The / Tenten'in Maceraları”nı, Gore Verbinski “Rango”yu tamamladı. Geçen yıl da ülkemizde özellikle “La Fille sur le port / Köprüdeki Kız” filmiyle tanınan Patrice Leconte “Le Magasin Des Suicides / İntihar Dükkanı” adlı filmi yaptı.

Rango” ile “Chico & Rita” 2012 Oskarlarında yarıştılar, ödül “Rango”ya verildi.

Ödülleri:
En İyi Uzun Metrajlı Animasyon dalında Oskar adaylığı; ayrıca 6 ödül ve dokuz adaylık.

Chico & Rita

Yönetmenler: Tono Errando, Javier Mariscal, Fernando Trueba
Senaryo: Ignacio Martínez de Pisón, Fernando Trueba
Yapımcılar: Santi Errando, Cristina Huete, Martin Pope, Michael Rose
Seslendirenler: Limara Meneses (Rita), Eman Xor Oña (Chico), Mario Guerra (Ramón), Lenny Mandel (Ron)
2010 İspanya-İngiltere ortak yapımı, 94 dakika