Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

23 Kasım 2012 Cuma

Bulut Atlası

Tom Hanks’in ana karakteri oynadığı hikayelerde, reenkarnasyonun mantığı gereği, farklı kimliklerle değişik dönemlerde yaşayan aynı ruhun, zamanla nasıl bilgeleştiğini, içindeki gücü açığa çıkarmayı öğrendiğini, maddiyata değil maneviyata değer verir hale geldiğini izleyip anlayabiliyoruz

IMDB: 8,2
Rotten Tomatoes: % 63
Manalı Filmler: 6

İki ayrı ekip oluşturulmuş, birini Tykwer, diğerini Wachowski kardeşler yönetmiş. Bunların ortak elemanı yok (görüntü yönetmeni bile). Tabii ki oyuncular her iki ekiple de çalışıyorlar. Onların işi de zor ve karmaşık, örneğin Halle Berry, bir gün Tykwer’in setinde, 1930’larda geçen hikayede canlandırdığı karakteri oynuyor, ertesi gün diğer sette, gelecekte geçen öyküdeki kadın oluyor…

Böyle film çekilmez… Bu çalışma yöntemini, sadece sinemanın doğasını anlayamamış yönetmenler makul bulur. Üçü de zekice fikirler içeren senaryolar yazmış, ilginç hikayeler anlatmış popüler isimler, ama asla Hitchcock, Ridley Scott veya Spielberg seviyesinde yönetmen olamadılar, olamayacaklar.

Böyle film çekilmez çünkü sinema bir ekip işidir; filmde çalışanların enerjileri esere siner. Bir planı en iyi açıdan çekmek kimseyi büyük yönetmen yapmaz; sinemanın ustaları, ekibin enerjisini, bir orkestra şefinin çalgı gruplarını yönettiği gibi ustaca yönetir, onlarca insandan (filmin temalarını, ruhunu en uygun biçimde seyirciye iletecek) ortak bir ses çıkarırlar. Başyapıtlar öncelikle uyumlu yapılardır; ne yaptığını iyi bilen insanlar ancak “büyük film” üretebilirler.

Filmin nasıl çekildiğini öğrenince insan, izlediğimiz yapının neden karmakarışık, katlanılmaz derecede eklektik olduğunu daha iyi anlıyor. Örneğin: Başarısız yayıncının hikayesindeki –filme neden dahil edildiği belirsiz- geriye dönüş sahnelerini düşünün: Genç adamın sevgilisinin anne babasına yakalandıkları an yaşananlar C sınıfı bir Amerikan gençlik komedisinde rastlayabileceğiniz yapının tıpatıp aynısı. Aynı filmin içinde dramatik ve komik, hatta gerilimli anlar yer alabilir elbette; fakat birbirlerinden bu derece farklı olmazlar, çünkü filmler, senaristin/yönetmenin aklına esen her şeyi içine tıkıştırdığı bohçalar değildir.

“Bulut Atlası” ise tam “duyan gelmiş” türü bir film; bir hikayenin yapısı, Pollack, Pakula gibi yönetmenlerin 1970’lerde çektiği siyasi içerikli macera-gerilimlerinden aynen kopyalanmış; sanki “Three Days Of The Condor / Akbabanın Üç Günü”ne ait planlardan oluşuyor. Bir diğeri “Master and Commander / Dünyanın Uzak Ucu” gibi yelkenli gemilerde geçen serüven/macera filmlerinin kötü bir taklidi…

O nedenle ortaya çıkan hilkat garibesi, o heyecan verici içeriği aktarmayı başaramıyor. Anlaşılan romanda gerçekten üst düzey bir bilgelik ve teknik ustalık var; eser, yetenekli ve usta bir sanatçının ellerinde, muhteşem bir filme dönüşebilirdi. Öyle bir yönetmen, senaryoyu fazlalıklardan arındırır (büyük ihtimalle 6 hikayeyi 3 veya 4’e indirir), hedefe olabilecek en makul biçimde ilerlerken filme ihtiyaç duyduğu derinliği katmayı başarırdı (Bu kadar uzun olup da bu kadar “koşturmak” zorunda kalan bir başka film herhalde yoktur).

Tom Hanks’in ana karakteri oynadığı hikayelerde, reenkarnasyonun mantığı gereği, farklı kimliklerle değişik dönemlerde yaşayan aynı ruhun, zamanla nasıl bilgeleştiğini, içindeki gücü açığa çıkarmayı öğrendiğini, maddiyata değil maneviyata değer verir hale geldiğini izleyip anlayabiliyoruz. Fakat bu aslen Hanks’in ustalığı ve yeteneği sayesinde, yönetmenlerin değil. Örneğin Broadbent ve Weaving de usta oyuncular ama klişelerle dolu bir senaryoyla ve vasat yönetmenlerle çalışmanın kurbanı olmuşlar, projeye Hanks kadar ağırlık koyamadıkları belli.

Sonuç olarak “Bulut Atlası” önemli temalar işleyen, kesinlikle çok ilginç ama fena halde yetersiz bir film olarak tarihteki yerini alıyor. Eleştirmenlerin değerlendirmesiyle IMDB kullanıcılarının puanı arasındaki fark ise, yönetmenlerin, bir kez daha “konuşulan” bir film yapmayı başardıklarının kanıtı. Ama tek başarıları bu.

Açık Gazete, 5 Kasım 2012
Haber Anı, 6 Kasım 2012

Cloud Atlas / Bulut Atlası
Senaryo ve yönetim: Tom Tykwer, Andy Wachowski, Lana Wachowski (David Mitcell’in aynı adlı romanından)
Yapımcılar: Stefan Arndt, Grant Hill, Tom Tykwer, Andy Wachowski, Lana Wachowski
Oyuncular: Tom Hanks, Halle Berry, Jim Broadbent, Hugo Weaving, Jim Sturgess, Susan Sarandon, Hugh Grant
2012 ABD, Almanya, Hong Kong, Singapur ortak yapımı, 172 dakika
Gösterim tarihi: 26 Ekim 2012