Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

5 Ekim 2010 Salı

Insomnia

Orijinal filmden farklı olarak bu “Insomnia”da çevresindeki gerçeklik ana karakterin üzerine adeta yıkılmaktadır, zamanla eskimiş ve zayıflamış bir binanın depreme dayanamaması gibi… Jonas’tan farklı olarak Will, bir trajedi kahramanıdır

IMDB: 7,2
Allmovie: 4 yıldız
Metacritic: % 78
Rotten Tomatoes: % 92
Manalı Filmler: 8,0

Kendi imkanlarıyla (ve üç kuruşa) çektiği “The Following / Takip” sayesinde “Memento / Akıl Defteri” için bütçe bulan Christopher Nolan’ın, o filmin başarısından sonra ne yapacağı merak konusuydu… Sinema camiası “Akıl Defteri”nden büyülenmişti, Holivud’da kapılar Nolan’a açıktı, ama hangi kapıdan girecekti? Ondan önce Bryan Singer, Robert Rodriguez, Mikael Hafström gibi yönetmenler, farklı ülkelerden, bağımsız filmlerden gelip A sınıfı Holivud ürünlerinde yönetmenlik koltuğuna oturmuşlardı. Stüdyolarla çalışmayı reddedip bağımsız filmler çekmeye devam edenler de vardı. Temel iki seçenek de bunlardı.
Bir yol daha vardı; daha zor, tam olarak nereye çıkacağı belirsiz, bu yüzden de daha tehlikeli, haliyle diğerlerinden daha az tercih edilen bir yol: Stüdyolarla (üstelik yüksek bütçeyle) çalışmak, ama ruhen bağımsız kalmak, kişisel eğilimlerine, zevklerine, ilgilendiği temalara ihanet etmemek…

Nolan’ın işi zordu, o aşamada yapacağı seçim, büyük olasılıkla geleceğini belirleyecekti.

Fakat Allah Nolan’a “yürü ya kulum” demişti bir kere; karşısına üçüncü yoldan, rahat bir şekilde ilerleyebileceği bir proje çıktı: “Insomnia”… Bu bir uyarlama idi. Norveçli Erik Skjoldbjærg 1997’de modern bir kara film çekmiş, başta senaryosu olmak üzere hemen tüm öğeleriyle film çok beğenilmiş, hatta yönetmen Holivud’a gidip “Prozac Nation / Prozac Toplumu”nu yapmıştı.

Bir cinayeti çözmek üzere Norveç’e giden İsveçli bir dedektif olan Jonas’a (“Amistad”, “Mama Mia”, “Angels & Demons / Melekler Ve Şeytanlar” gibi filmlerden tanıdığımız Stellan Skarsgard) odaklanan “Insomnia” tipik Nolan temalarını zaten içeriyordu: Çalıştığı bölgede –yılın o mevsiminde- güneş hiç batmadığı için uyuyamayan Jonas’ın gerçeklikle bağı zayıflıyor, ortağını yanlışlıkla öldürmesinden kaynaklanan vicdan azabı hayatını mahvediyordu. Ayrıca dedektifin bu ikinci cinayeti de aranan katilin üzerine yıkmaya çalışması, yani “gerçekliği değiştirme” –ve tabii ki, bunun beraberinde gelen bedel ödeme- teması da vardı.

Senaryonun haklarını çoktan satın almış ve yeni metni yazdırmış olan yapımcılar yönetmen arayışındaydılar, Nolan “Insomnia”yı çok beğeniyordu, sonuçta buluşuldu. Nolan senaryoya gücü yettiğince müdahale etti (hatta rivayetlere bakılırsa son yazımı bizzat yaptı), kendi temalarını derinleştirdi. Örneğin hikayeye bir kedi-fare oyunu ekledi, böylece gerçekliği değiştirip yeni bir gerçeklik yaratma izleğini iki taraflı işledi: Orijinal filmden farklı olarak bu “Insomnia”da katille dedektifin bir tür kader birliği içine girmeleri söz konudur, her iki cinayeti de öldürülen kızın erkek arkadaşı üzerine yıkmaya karar verirler, ama bu sırada dedektif Will (Pacino) katili (Williams) bir punduna getirip içeri tıkmaya, katilse dedektifin iş ortağını öldürdüğüne bizzat tanık olan tek kişi olmasının avantajını kullanıp yakayı sıyırmaya çalışır. Yani anlaşmazlık konusu, yeni gerçekliğin nasıl yaratılacağıdır.

Bir başka gerçeklik yaratmaya cüret etmek ise, belki de en aşırı insan davranışıdır…

Kim çekerse çeksin, Holivud’un yaptığı bir uyarlamada orijinal filmdekinden daha derli toplu bir anlatımın olacağı, rahatsız edici senaryo zaaflarının giderileceği, ana akım sinemanın kurallarına daha fazla riayet edileceği, filmin orijinali kadar tedirgin edici olmayacağı ve bazı bölümlerinin törpüleneceği kesindi. Örneğin dedektifin ölen kızın en yakın arkadaşı ile arabadayken kızın bacağını okşaması, otel görevlisine adeta tecavüze kalkışması vs Holivud uyarlamasında yoktur. Hem ana karakter daha “temiz” biridir, hem de film daha steril: Örneğin Jonas bir köpeği öldürür, Will ise bir köpeğin cesedine ateş eder… Uçlarda dolaşan hikayelerini ana akım sinemanın standartlarına uygun anlatmayı yeğleyen Nolan için bu arındırma harekatı sorun değildi; bunları yaptı. Öte yandan filme başka bir yönetmenin büyük ihtimalle katamayacağı şeyler kattı, örneğin Pacino ve Williams’ın oyunculuklarında tuhaf bir denge olmasını sağladı, bununla karakterleri yazılan hallerinden daha derin ve ilginç hale getirdi, sonuçta filmin varoluşçuluğun sularına açılmasını sağladı.

Ayrıca örneğin, orijinal filmden farklı olarak bu “Insomnia”da çevresindeki gerçeklik ana karakterin üzerine adeta yıkılmaktadır, sağlam inşa edilmiş ama zamanla eskimiş ve zayıflamış bir binanın depreme dayanamaması gibi… Her iki filmde de ortağını katilin değil, dedektifin öldürdüğü sonunda anlaşılır ama Jonas’tan farklı olarak Will, bir trajedi kahramanıdır, geçmişte de gerçekliği bozmuş, bunun “ilk zelzeleyi yaratacağını” hesaba katamamış, sonunda mecburen yalan yalanı kovalamış, bina giderek harabeye dönüşmüştür, dışarıdan saraya benzese bile…

Bu “Insomnia”da suçluluk duygusu çok daha hacimli işlenmiştir. Will’in vicdan azabının derinleştirilmesinin yanı sıra, Walter’ınki de daha geniş biçimde işlenmiş, ikisinin bu güçlü duyguya farklı tepkiler vermesi sağlanmış, bu tepkilerin kıyaslanmasından bir ahlaki tartışma yaratılmıştır. Bu nedenle olsa gerek bir söyleşisinde Nolan filmin “suçluluk duygusuna verilen tepkiyle ilgili” olduğunu söylüyor.

Uzatmayayım: Başka bir yönetmenin elinde “Insomnia” şık bir macera-polisiye olarak kalabilirdi, Nolan çekince, insanoğlunun en temel meselelerini, polisiye bir öykü aracılığıyla anlatan bir filme dönüştü.

Ödülleri:
Amerikan Bilimkurgu, Fantezi, Korku Filmleri Akademisi’nce En İyi Senaryo ve Yardımcı Erkek Oyuncu (Williams) dallarında Saturn Ödülü’ne aday gösterildi.
Ayrıca 1 ödül ve 6 adaylık.

Meraklısına:
Filmin başarısında Warner Bros.’un eşine az rastlanır bir yapımcı kadrosu kurmasının da payı büyük. Başta Clooney ve Soderbergh olmak üzere birkaç ayrı ekip bir araya getirilmiş. Hepsinin biyografileri için filmin resmi sitesine bakınız.

İleri okuma için:
“Rüyalar gerçek olsa”

Insomnia
Yönetmen: Christopher Nolan
Senaryo: Hillary Seitz (Nikolaj Frobenius ve Erik Skjoldbjærg'in 1997 tarihli senaryolarından)
Yapımcılar: Broderick Johnson, Paul Junger Witt, Andrew A. Kosove, Edward L. McDonnell (Yürütücü yapımcılar: George Clooney, Kim Roth, Steven Soderbergh, Tony Thomas, Charles J.D. Schlissel; Ortak yapımcı: Emma Thomas)
Oyuncular: Al Pacino (Will Dormer), Robin Williams (Walter Finch), Hilary Swank (Ellie Burr), Martin Donovan (Hap), Paul Dooley (Şef Nyback), Nicky Katt (Fred), Larry Holden (Farrell)
2002 ABD, Kanada ortak yapımı, 118 dakika
Gösterim Tarihi: 25 Ekim 2002
DVD firması: Palermo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder