Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

9 Temmuz 2010 Cuma

Ruhların Jülyeti

IMDB: 7,5
Metacritic: % 81
Allmovie: 4/5 yıldız
Manalı Filmler: 9,0

Kadınları, özellikle iç dünyalarını ustaca anlatan erkek yönetmenler arasında Antonioni, Bergman, Woody Allen gibi ustalar da bulunuyor, fakat bu saydıklarımın hiçbiri, psikolojik katmanlardan başka dramaturjik bir unsuru olmayan bir hikayeyi böyle bir görsel şölene dönüştürmemişti. Kocasının kendini aldattığını öğrenince içine dönen, düşlerine, hayallerine, hatıralarına sığınan, erdemleriyle, ahlak ve özgürlük anlayışıyla hesaplaşmaya başlayan Jülyet’in öyküsünden, Fellini, görsel yönü böyle bir hikayeden beklenmeyecek denli güçlü bir film, yer yer bir karnaval havası taşıyan son derece ilginç bir eser çıkardı.

Yönetmen olarak ilk uluslar arası başarısını kazandığı “La Strada / Sonsuz Sokaklar”da olduğu gibi bu filmde de başrolü eşi Giulietta Masina’ya vermiş Fellini, ve bir kez daha ondan unutulmaz bir performans almayı başarmış. Neredeyse tüm oyunculuklar mükemmel, -her Fellini filminde olduğu gibi- sanat yönetimi, kamera kullanımı ve mizansenler ilginç ve yaratıcı, senaryo gayet başarılı, yine de bu filmin asıl kozu görüntüleri… Gianni Di Venanzo’nun ışık ve renk kompozisyonlarını, filmi izlemeyen birine anlatmak çok zor, hele bunun Fellini’nin ilk renkli filmi olduğunu bilince şaşkınlığımız ve hayranlığımız daha da artıyor…

“Ruhların Jülyeti”ni ünlü “Otto e Mezzo / Sekiz Buçuk”a benzetenler, onun bir tür devamı olarak görenler çok. Her iki filmin de bir bireyin iç dünyasını aydınlatmaya ve aktarmaya çalıştığını düşünürsek bu yorum haksız sayılmaz. Yine de “Ruhların Jülyeti”, olanca başarısına rağmen “Sekiz Buçuk”tan iki açıdan farklı ve üstün: Bunların ilki filmin sunduğu eşi bulunmaz görsel dünya, diğeri ise Fellini’nin “görünmeyen” dünyayı da hikayeye katma çabası: Öykünün akışında bir ruh çağırma seansının, bir medyumla yapılan görüşmenin vs büyük önemi var…

İki film arasındaki en büyük fark da bu noktada: “Sekiz Buçuk” çıkışsızlığı ustaca anlatıyordu, “Jülyet” çıkış yolunu gösteriyor, bir başka deyişle ana kahramanının ruhsal yolculuğunda yeni bir aşamaya geçmesini ve bunu nasıl yaptığını anlatıyor (son bölümü biraz aceleye gelmiş olsa da).

Ödülleri:
En İyi Sanat Yönetimi ve Kostüm Tasarımı dallarında Oskar adaylığı
En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre
Ayrıca 7 ödül

Juliet of the Spirits / Giulietta degli spiriti / Ruhların Jülyeti
Yönetmen: Federico Fellini
Senaryo: Federico Fellini, Tullio Pinelli, Ennio Flaiano, Brunello Rondi
Yapımcılar: Henry Deutschmeister, Clemente Fracassi, Angelo Rizzoli
Oyuncular: Giulietta Masina (Giulietta), Sandra Milo (Suzy / Iris / Fanny), Mario Pisu (Giulietta'nın kocası Giorgio), Valentina Cortese (Valentina), Valeska Gert (Pijma), Friedrich von Ledebur (Medyum), Caterina Boratto (Giulietta'nın annesi), Lou Gilbert (Giulietta'nın dedesi)
1965 İtalya, Fransa ortak yapımı, 137 dakika
DVD firması: A. E. Film / Saga.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder